Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın eski danışmanı AKP’li Yasin Aktay, Şam’da idaresi ele geçiren Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) lideri Muhammed El Colani (gerçek ismiyle Ahmed El Şara) ile Şam’da bir ortaya geldi. Aktay’ın Colani ile yaptığı röportaj, Yeni Şafak gazetesinde yayımlandı. Colani, harekât planlarının süratlice bir muvaffakiyet elde etmek üzerine kurulduğunun altını çizerken Şam’ın devrilmesinin de birtakım ülkelerle yapılan muahedeler sonucunda süratle gerçekleştiği savlarını reddeti. Colani, “Bütün İslam dünyasının problemlerini çözmek üzere, gücümüzün üstünde ve bizi asıl halkımıza karşı sorumluluğumuzdan alıkoyacak işlere girişmeye niyetimiz yok” dedi ve idarelerinin Türkiye ile stratejik bağlantılar geliştireceğini söyledi.
Colani’yi “Suriye’de 13 yıllık çetin, yıkıcı ve dalgalı bir çabanın akabinde 13 gün içerisinde gelen emsalsiz netlikte bir devrimin lideri Ahmed el-Şara (Ebu Muhammed El-Culani), 20 gün öncesine kadar hakkındaki bilgiler ve algılar hasebiyle herkesin uzak durduğu, durmaya çalıştığı bir savaşçı” diye niteleyen Aktay, Colani’nin artık “ulaştığı emsalsiz galibiyet münasebetiyle gazetecilerin mülakat almak için sıraya girdiği, fikirleri merak edilen bir siyasetçi; devlet liderleri ve diplomatların temas kurmak için yarıştığı bir devlet adamı” olduğunu yazdı.
“Hiç bekletmeden tam vaktinde görüşmeye alan Şara olabildiğince sakin, mütevazı, samimi ve hususlara vukufiyetli yaklaşımıyla güçlü bir intiba veriyor. Bir özgürlük savaşçısı aklından artık bir devlet aklına geçiş yapmanın gereğine inanmış” diyen Aktay, Colani ile mülakatında birinci olarak Sednaya Hapishanesi’nin “daha yeterli kıymetlendirilmesi için neler yapılacağını” sordu. Colani, hapishanenin bir müze ve anıt olarak koruma edileceğini söyledi. HTŞ lideri, dedi.
“Plan, süratlice muvaffakiyet elde etme üzerine kurulmuştu”
Şam’ın ele geçirilip Beşar Esad idaresinin devrilmesinin kısa bir müddette gerçekleştiğini hatırlatan Aktay, harekât için “Kolay mı oldu nitekim?” sorusunu yöneltti. Colani, şöyle yanıtladı:
“Hiç kolay değildi. Öncelikle çok büyük bir ordusu vardı ve çok fazla silahları vardı. Ordu kapsamlı bir formda eğitildi. Gündüz ve gece savaş marifetleri geliştirildi ve gördüğünüz üzere çağdaş silahlar kullandık. Lakin en kıymetlisi Ulu Allah’ın takdiri, bu onun zaferi. Plan, süratlice muvaffakiyet elde etme üzerine kurulmuştu. Bu muharebede ortaya yeni ve kendine has bir savaş sanatı çıktı. Bunun inşallah ileride çalışılacağını ve büyük üniversitelerde ders olarak okutulacağını düşünüyorum.”
“Anlaşma yoktu, herkesin aklına Gazze’deki halkımızın başına gelenler geliyordu”
Hızlı sonuçta Rusya, İran ve ABD üzere birtakım ülkeler ortasındaki mutabakatın tesirli olduğuna yönelik tezlerin sorulduğu Colani, mutabakatın varlığını reddeti ve savaşa girme konusunda kelam konusu ülkelerin telaşlarını söz ettiğini söyledi. Colani, “Zira herkesin aklına Gazze’deki halkımızın başına gelen ağır bombardıman, geçmişte bizim halkımızın yaşamış olduğu katliamlar geliyordu. Lakin biz bunu yapmak niyetindeydik ve bu sistemden kurtulmak istiyorduk” dedi.
“Birinci önceliğimiz süratli bir istikrar ve temel hizmetlerin sağlanması”
Colani, Aktay’ın “Bir devleti yönetmeye hazırlıklı mısınız? Artık önceliğiniz ne olacak?” sorusuna “Stratejiler, planlar oluşturuyoruz. Doğal kısa, orta ve uzun vadeli stratejik vizyonlar üzerinde çalışıyoruz. Birinci önceliğimiz ülkede süratli bir istikrar ve temel hizmetlerin sağlanması. Öncelikle güvenlik hizmetleri, örneğin elektrik ve besin hizmetleri ve yakıt üzere. İnsanları süreksiz olarak uygun bir ömür sürmeye iten bir şey ve sonra rejimin bıraktığı tüm problemlere stratejik bir tahlil inşa etmek için çalışıyoruz.” diye karşılık verdi.
“Başka ülkelere karışmak üzere bir tezimiz yok”
Aktay’ın İslam dünyasının sıkıntılarıyla ilgili siyasetlerinin ne olacağını sorduğu Colani, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bizim öbür ülkelere karışmak, öteki ülkelerdeki değişimleri yönetmek üzere bir tezimiz yok. Kendi ülkemizde kendi halkımıza yıllardır her türlü zulmü çektiren bir istibdada daha yeni son verdik. Bu başlı başına bizim için çok büyük bir nimet ancak tıpkı vakitte bizim üzerimize büyük bir sorumluluk yüklüyor.”
Colani, “Bütün İslam dünyasının problemlerini çözmek üzere, gücümüzün üstünde ve bizi asıl halkımıza karşı sorumluluğumuzdan alıkoyacak işlere girişmeye niyetimiz yok” diye ekledi.
“Türkiye ile stratejik ilgiler olacak”
Yasin Aktay’ın “Türkiye ile alakanız nasıl olacak ve her vakit ihtilalin yanında olan Türk halkına bildiriniz nedir?” sorusunu yanıtlayan Colani, şu tabirleri kullandı:
“Bildiğiniz üzere Suriyeliler birçok ülkeye sığındı fakat onları en çok kucaklayan ve hürmet duyan ülke Türkiye oldu. Suriye umarım bu yeterliliği unutmaz. Stratejik münasebetler olacak. Yeni Suriye devletinin inşasında Türkiye’nin birçok önceliği var. Karşılıklı ticari alakalar de olacak. Ekonomik kalkınma deneyimlerini Suriye’ye aktarması noktasında da Türkiye’ye güveniyoruz. Toplumsal bağları koruyacağız. Birebir anları sevgi ve içtenlikle de paylaşacağız ve bu zafer yalnızca Suriye halkının değil, Türk halkının da zaferidir.”
Yurt dışında ve Türkiye’de bulunan Suriyeli mültecilerle ilgili yol planı konusunda da açıklamada bulunan Colani, en güç kısmı atlattıklarını ve Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için tahlil getirmek zorunda olduklarını kaydetti. Colani, “İnsanların yarısının Suriye’ye kitleler halinde geri döneceğini düşünüyorum.” dedi.
“Kişisel görüşlerle bir ülkeyi yönetmek yanlışsız değil”
Batı’nın kendisi hakkındaki “algı ve beklentilerine” yönelik olarak da konuşan Colani, halkın yaşayışıyla ilgili fikirlerini şöyle sıraladı:
“Bu hususu hususun uzmanlarına ve bilhassa Suriye hukukunu düzgün bilen bireylere bırakın derim. Ülkenin geleneklerini ve tarihini bilenlere. Şahsî görüşlerle bir ülkeyi yönetmek yanlışsız değil. ‘bunu empoze etmek istiyorum’ diye bir şey söylemek bana düşmez, ben yalnızca maddeyi uygularım.”